Annem calıstıgı icin beni babaannem büyüttü diyebilirim. Babaannemle altlı üstlü otururduk, bazen annemi cok özler, okuldan gelmesini kapıda beklermişim.
Halam ise karsıda otururdu ve 15 - 20 günde bir gelir babaannemi ziyaret eder birkaç gün kaldıktan sonra babaannemi de alıp kendi evine götürürdü.
Okula başlamadan önce evde yalnız kalamayacagım için halama giderlerken ben de giderdim.Yani cocuklugumun yarısı da halamda gecti diyebilirim.
Halam, tam türk filmlerindeki kadınlar gibi balık etli, kabarık saclı, hoş görünümlü ve dikkat çekici bir kadındı. Annem ne kadar sadeyse halam o kadar süslüydü. Cok kücük olmama rağmen annemden ayrılmak bana koymaz halama gitmek benim için bayram sayılırdı. Onun degisik takıları, renkli rujları, topuklu ayakkabıları ve parlak elbiseleri bana cok cazip geliyordu. Loş ışıklı yatak odasında pembe, aynalı bir makyaj masası vardı. Hep orda oyun oynardım.
Okula basladıktan sonra da Şubat tatillerini halamda gecirirdim.
Yatagının basucunda kitaplar vardı. Ama onları karıstırmama hic izin vermezdi. "Onlar ask romanı, büyüyünce okursun" derdi. Bazen kuzenimle karıstırırdık gizlice ama neden okuyamadıgımızı bir türlü anlayamazdık.
...
Bugün halamlara gittim. Yine o pembe makyaj masasının aynasında kendime baktım ve ask romanları aldım elime. Birinin ilk sayfasını okudum. 1970 basımıydı ve türkcesi tam bir türk filmi gibiydi. İclerinden birkac tanesini sectim ve "hala ben bunları alabilir miyim?" dedim. "Artık büyüdügün icin alabilirsin" dedi. Yatagın kenarına oturup eski günleri konustuk, keske vakit olsa da daha sık görüsebilsek dedik...
...
Aradan yıllar gecse de o eve girdigimde hissettigim duygular hep aynı kaldı. Cok özel ve güzel.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder