Cok tuhaf bir histir postacı olmak bence.
İnsanlarının hayatlarını olumlu ya da olumsuz degistirebilecek bilgilerin, duyguların, kararların oldugu zarfları tasırlar bir adresten baska bir adrese.
Mektup:
Mektup, yazanın kisiligini yansıtır. Zarfı, kagıdı, kagıdı katlama sekli, kalemin rengi, yazı karakteri, hitap şekli herkes icin farklıdır.
Benzeri olabilir ama aynısı yoktur.
Ben:
Kucuklugumden beri cok severim mektup yazmayı.
Yazlıktaki arkadaslarıma, Amerika'daki kuzenlerime, Israil'deki Didem'e, aynı apartmanda oturdugum arkadasım Damla'a, ... herkese oyle cok mektup yazmısımdır ki.
Renkli kagıtlar ve kalemler alır, en sevdigim sticker'larımı yapıstırır baslarım yazmaya.
En zor yanı da cevap beklemektir benim gibi sabırsız biri icin.
Artık e-mail var ama ben hala cok severim mektubu. Geri kafalılık mıdır elle yazı yazmayı cok sevmek midir bilmem. Mektup baskadır. Onun duyguları daha farklıdır, yasanmıslık vardır. Mektubu eline alıp okumak gazete okumak gibidir. E-mail ise internetten gazete okumak gibi...
Manevi degeri buyuktur benim icin mektubun. Oyle send'e basıp gondermezsin, kalkıp ptt'ye gitmen gerek, pul yapıstırmak gerek...
Kucuklugumden beri cok severim mektup yazmayı da almayı da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder