Arabada otururken "Herkes aynı olmak zorunda değil" dedi. "Aynı şarkıyı dinlemek, aynı kitabı okumak, aynı filmi izlemek zorunda değiliz. Benim istediğim bu değil, güzel olan da bu değil zaten." diye ekledi.
Kafam o kadar iyiydi ki konuşmuyor sadece dinliyor ve düşünüyordum, benim hoşuma giden hangisi diye.
...
Büfeye gidip tekrar bira aldık. Bu sefer arabayı gölete çektik.
Kafam o kadar iyiydi ki konuşmuyor sadece dinliyor ve düşünüyordum, benim hoşuma giden hangisi diye.
...
Büfeye gidip tekrar bira aldık. Bu sefer arabayı gölete çektik.
Birbirimize eski sevgililerimizi anlatmaya başladık. Neden bunu yaptık bilmiyorum, ondan çok hoşlanıyordum. Saatin kaç olduğu, öbür gün işe gidecek olmam, bu kadar çok sarhoş olmam hicbir şey umrumda değildi.
Gelecekten bahsettik. Farklı ülkelerde olmayı hayal ediyorduk ama birbirimizi kırmamak icin arada birbirimizi ziyarete geliriz diyorduk.
Bazen susuyorduk, radyoda çıkan şarkılara eşlik ediyorduk.
...
"Sen annene benzemiyorsun daha cok baban gibisin." dedi. "Ben de kendimi hep babama benzetirim zaten ama ben biraz duygusalım da aynı zamanda." dedim. Güldü.
...
Birkaç ay sonra gitti hayalini gerçekleştirmek için. Sonra geri döndü.
Bir daha karşılaşmadık ama haberini aldım hep.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder