11 Mart 2013 Pazartesi

İnsan İlişkileri > Müşteri İlişkileri (şarkısız)

Bugün karşıda bir toplantıya gittik. Uzun, karmaşık ve belirsizliklerle dolu bir toplantıydı.
Haftanın ilk günü olmasına rağmen sanki bütün enerjim tükenmişti. Bir an eve gidip uyumak istediğimi düşünürken buldum kendimi.

Toplantının sonlarına doğru, bir işin detayını konuşmak için başka masaya geçtik onunla.
İşi konuştuktan sonra, "Dün akşam sinemaya gittim çok geç bitti, nasıl uykum var anlatamam." dedim. "Hangi filme?" dedi. "Sefiller." diye cevap verdim, derken İstanbul Film Festivali'nden, Akbank Film Festivali'nden konuşmaya başladık. "Burada işe başladıktan sonra asosyal oldum." dedi her reklam sektöründe çalışan arkadaşım gibi.

... "Geçen sene benim için çok zor bir seneydi." deyince ilk başta işle ilgili olduğunu düşündüm.

..."Düğünüme 3 hafta kala terk edildim, sonra abimin beyninde ur olduğunu öğrendik ... " diye anlatmaya başladı. O anda sanki toplantıda değilde bir arkadaşımın derdini dinliyormuşum gibi hissettim.
Yeri geldiğinde gecenin geç saatlerine kadar çalışıp, bir işi baskıya yetiştirmek için sinir harbi yaşadığımız, işten çıkmak için montumu giyerken aldığım bir mail ile bu nasıl bir iş diye isyan ettiğim ben ve müşterim arasında aslında bir müşteri ilişkisi değil bir insan ilişkisi olduğunu gördüm.
İnsan, sabah işe gidip masasına oturduğunda bütün acil işleri yetiştirip dünyayı kurtardığını sansana bunların aslında hiçbir önemi yoktu. Yaptığımız iş, sadece bir broşürü baskıya göndermek değil insani şartlarda çalışmaktı ve eksik bir mail aldığında hemen çocuk azarlar gibi cevap vermektense belki kötü bir gün geçiriyordur diye düşünebilmekti.

Eve dönerken "sosyalleşmek lazım bazen" konulu bir mail aldım ondan. Film festivalleri ile ilgili bazı link'ler atmıştı...

Toplantı notu yazmak, konuşulan aktivitelerin hangisini yetiştirebileceğimiz ve yapabileceğimizin hiçbir önemi yoktu.
Bugün şunu öğrenmiştim; yaptığımız iş müşteri ilişkileri değil insan ilişkileriydi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder